Anne Karnında Başlayan Yolculuk

Senin Hikâyen Nerede Başladı?

Biliyor musun, hikâyemiz sandığımızdan çok daha önce başlıyor. Dünyaya gelişimiz sadece doğduğumuz anla başlamıyor; aslında çok daha öncesine, anne karnındaki ilk anlarımıza kadar uzanıyor. Daha minicikken, belki de bir hücreyken, annemizin hissettiklerini, babamızın iç dünyasını, ailede yaşananları, hatta söylenmeyenleri bile içimize alıyoruz.

Aile diziliminde, anne karnındaki her ayın kendine özgü bir enerjisi olduğunu görüyoruz. Birinci aydan dokuzuncu aya kadar, her ay bebeğin içinde bir iz bırakıyor. Annenin yaşadığı korkular, babanın yükleri, aile içindeki dengeler… Tüm bunlar bebeğin dünyaya bakışını şekillendiriyor.

Bazen annemiz hamile olduğunu öğrendiğinde kaygılanıyor, bazen babamız bu haberi alırken bambaşka duygular içinde oluyor. Ailede maddi sıkıntılar, ilişkisel zorluklar ya da geçmişten gelen yükler varsa, bunların enerjisi doğrudan bebeğe yansıyor. Ve o küçücük varlık, hiç bilmediği bir dünyanın yükünü sırtına almaya başlıyor.

Peki, burada önemli bir soru var:

Gerçekten bu yük sana mı ait?

Belki de, anne karnındaki o hassas dönemde hissettiğin yalnızlık, dışlanmışlık ya da korku sana ait değildi. Belki de annenin endişesiyle, babanın sessizliğiyle, atalarının hikâyeleriyle şekillendi. Ama iyi haber şu ki, bunları fark ettiğinde bırakabilirsin.

Aile dizilimi çalışmalarımda, işte tam da bunu yapıyoruz. Birinci aydan dokuzuncu aya kadar adım adım ilerleyerek, bebeğin o dönemde aldığı yükleri fark edip serbest bırakmasını sağlıyoruz. Sıkışmış enerjileri, ona ait olmayan duyguları temizliyoruz. Böylece kişi, yalnızca kendi ruhunun hafifliğiyle ilerleyebiliyor.

Eğer sen de kendi doğum hikâyene dönüp bakmak, orada hâlâ seni etkileyen enerjileri bırakmak istersen, bu çalışmalarda buluşabiliriz.

Çünkü hayat, o ilk anlardan itibaren bizimle birlikte şekilleniyor.

Ve şunu bilmelisin:

Sen buraya boş bir sayfa olarak gelmedin, ama yüklerini bırakıp yeni bir hikâye yazabilirsin.

Sevgiyle,

Sevcihan